ALFA Tarih dizisinden iki yeni kitap: Akdeniz – Bir Denizin Hikâyesi & Türk Kurtuluş Savaşı

Ernle Bradford’ın Akdeniz: Bir Denizin Hikâyesi ve Selim Çelebi’nin Türk Kurtuluş Savaşı adlı kitabı Alfa Kitap tarafından yayımlandı.

Tanıtım bülteninden:

ALFA Tarih dizisinden çıkan ve Ahmet Fethi Yıldırım’ın titiz çevirisiyle Türkçeye kazandırılan Akdeniz: Bir Denizin Hikâyesi, denizcilik tarihiyle kültürel belleği iç içe işleyen benzersiz bir anlatı sunuyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Akdeniz’de görev yapmış bir deniz subayı olan İngiliz tarihçi Ernle Bradford, bu eserde Akdeniz’in tarihsel, coğrafi ve kültürel kimliğini adeta yaşayan bir varlık gibi resmediyor. Mısır’dan Sicilya’ya, Atina’dan İstanbul’a uzanan geniş bir sahada, Ege’nin mitlerinden Kuzey Afrika kıyılarının kolonyal geçmişine kadar uzanan anlatı; deniz savaşları, medeniyet geçişleri, tapınaklar, korsanlar, tüccarlar ve mistik figürlerle örülü. Antik çağdan modern döneme kadar kesintisiz bir tarihsel akış içinde ilerleyen kitap, Akdeniz’in hem jeopolitik kaderini hem de insanlık tarihindeki merkezî rolünü gözler önüne seriyor. 

ALFA Tarih 

dizisinin dikkat çeken bir diğer yeni eseri Türk Kurtuluş Savaşı, Edward J. Erickson’ın analitik bakışı ve tarihsel titizliğiyle kaleme alınmış çarpıcı bir eser. Türkçeye Selim Çelebi’nin özenli çevirisiyle kazandırılan bu kitap, Kurtuluş Savaşı’nı yalnızca politik ve toplumsal boyutlarıyla değil, askerî harekât planları, cephe yapıları, lojistik sorunlar ve taktiksel kararlar çerçevesinde detaylı bir biçimde inceliyor. Osmanlı ordusunun yıkımından doğan yeni Türk ordusunun kuruluş süreci, askeri liderlik kadrosunun şekillenmesi, işgal karşısındaki askeri stratejiler ve nihayet Cumhuriyet’in zaferle gelen doğuşu, belgeler, haritalar ve stratejik analizlerle birlikte sunuluyor.

Çoğu insan için Akdeniz, sıcak havası ve lezzetli yemekleriyle İtalya’nın sahil şeridi ya da Batı ile Doğu’nun kapısı olan kozmopolit İstanbul gibi huzurlu imgeler çağrıştırır. Ancak Bradford’un ayrıntılı olarak anlattığı gibi, jeolojik olarak genç olan Akdeniz, uzun ve kanlı bir tarihe sahiptir ve birçok imparatorluğun yükselişine ve çöküşüne tanık olmuş bir denizdir. Batı ve Doğu uygarlıklarının beşiği olarak kabul edilen Akdeniz, erken dönem Fenikeliler tarafından ticaret için bilinen dünyayı dolaşmak amacıyla kullanılmıştı. Daha sonra, eski Yunanları yenen büyük taktikçi Romalılar, Bizanslılar, daha sonra İskandinavlar, hatta Venedikliler, Haçlılar ve Mağribiler bu denizde yelken açtı. Homeros’un Odysseia’sını yazdığı, Lord Byron ve Keats’in zengin şiirlerini yazmak için ilham aldığı denizdir Akdeniz. İslamın Altın Çağından gelen bilimsel düşünce ve sanatın süzülerek Rönesansın doğuşuna yol açtığı yerdir burası. Akdeniz, antik çağlardan modern zamanlara kadar denizcilik ve askeri tarihin büyüleyici bir öyküsüdür.

Türk Kurtuluş Savaşı

Britanya, Fransa, İtalya, Yunanistan ve Ermenistan Kasım 1918’den başlayarak Anadolu ile Trakya’nın önemli kısımlarını işgal ettiler ve Osmanlı Devleti’nin kalıntısına sadece İstanbul’u, Mustafa Kemal’in Milliyetçilerine ise sadece Anadolu platosunu bıraktılar. Milliyetçiler Osmanlı hükümetine karşı çıktılar ve Anadolu’yu yabancı işgalinden kurtarmaya adanmış milli hareketi ilan ettiler. Osmanlı ordusu büyük ölçüde İstanbul’daki hükümeti terk etmeye ve yeni orduya ikna edildi. Milliyetçiler Ege kıyılarında Yunanlara, Doğu Anadolu’da Ermenilere karşı büyük çaplı, çok cepheli konvansiyonel savaşlar verecek düzenli ordular kurdu. Fransızların Kilikya’yı işgaline karşı mücadele şiddetlenirken baskı altındaki Milliyetçiler gayrinizami birlikler ve milis gruplarıyla karşılık verdiler. Ayrıca aşiret teşkilatları, etnik azınlıklar ve siyasi gruplar özerklik ve bağımsızlık peşinde koşarken patlak veren düzinelerce ayaklanma ve isyanla eşzamanlı olarak baş etmek zorunda kaldılar.

Türk Kurtuluş Savaşı işte bu mücadelenin stratejik, operatif ve taktik yönlerini ele alan bir tarihçedir.

edebiyathaber.net (12 Haziran 2025)