Stefan Zweig Türkiye’de neden çok okunuyor

2 hafta önce 4

Karar gazetesi yazarlarından Ömer Faruk, Stefan Zweig’ın Türkiye’de neden çok okunduğunu irdeleyen bir makale kalem aldı. Makalede Ömer Faruk, Zweig’ın sade ve akıcı dilinin günümüz okuru için ideal bir yazar profili olduğu belirtiliyor. Makalede satır başları ise şöyle:

“Kimisi Zweig’ın ‘trajik ölümünün’ bu popülerlikteki rolünü abartmış… Kimisi de ‘iki savaş arasında’ iyice koyulaşan barışçıl, hümanist ve kucaklayıcı dünya görüşünün etkisini… Tezer Özlü gibi düşünenler ise Zweig’ın bu denli çok çevrilmesinin ve okunmasının nedenini “onun derin psikolojisinde ve edebiyat kültüründe aramak gerekir” demiş.

Ben hiçbirisine katılamıyorum doğrusu. Antolojiler ve ansiklopediler, yaşam öyküsü Zweig’dan çok daha trajik ve renkli şairlerle, öykücülerle dolu. Ayrıca Zweig yaşarken de kitapları dünyada çok satan, onların geliriyle geçinebilen, başka hiçbir işte çalışmaya ihtiyaç duymayan bir yazardı. Totaliter rejimlere, yükselen faşizme itiraz eden tek entelektüel de o değildi elbette. Son olarak da insan ruhunun derinliklerine yönelmeyi başaran pek çok romancı sayılabilir. Zweig’dan daha kıvrak, daha kuytuluklara üstelik. Dostoyevski mesela… Ya da Tolstoy…

Okuru Zweig’a çeken şeyi, yine Zweig’ın kendisi açıklamış aslında, son yapıtı ‘Dünün Dünyası’nda. İster biyografi ister deneme türünde yazılmış olsun, kendi kitaplarının beklenmedik başarılarının sırrını yazarlığından önce ‘sabırsız ve heyecanlı’ bir okur olma alışkanlığına bağlıyor Zweig: “Bir romanda, biyografide ya da bir makalede uzun uzun ayrıntılar, fazla süslü anlatımlar, muğlak ve aşırı coşkulu betimlemeler, anlaşılmaz, belirsiz, lüzumsuz ve zoraki uzatmalar beni şaşırtır.” Gereksiz ayrıntılara beslediği antipati kendi eserlerini özel bir dikkat ve titizlikle yazmasını sağlamış besbelli. Okur olarak ‘okunmak istenmeyecek kitaplar’ yazmak istememiş. Orhan Pamuk’un dediği gibi, galiba her yazar kitaplarını, “böyle bir kitap yazılsa da okusam” duygusuyla yazıyor. Ve yazarlığını biraz (belki birazdan da fazla) nasıl bir okur olduğu belirliyor.”

edebiyathaber.net (30 Mayıs 2025)

Yazının Tamamını Oku