
Yaşamanın, hayatı idame ettirmenin zor olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Ekonomik zorluklardan söz etmiyorum doğrudan. O en birincil etken fakat tek başına değil. Bütün bu nedenlerden dolayı da yüzümüz gülmüyor. Bizim yüzümüz gülmediği için çocukların da… Oysa yarını düşünmeden yaşadığımız, çocukların sınav kaygısını yaşamadığımız ve onlara bu kaygıyı yaşatmadığımız bir dünyamız olsa ne de iyi olmaz mıydı? Söz ister istemez sınava geldi bir anda. Çünkü bu ay içerisinde çocuklar ve gençler için çok ciddi sınavlar var. Şu günlerde yüz binlerce hanede milyonlarca çocuk, genç, yetişkin, yaşlı bu sınavlarla yatıp kalkıyor. Emek verenlerin emeğinin karşılığını almasını dilerim. Önümüzdeki yıl ben de LGS ebeveynlerinden biri olacağım tekrar ve bugün itibarıyla süreç bizim için de başladı. Zor bir yıl olacağı mutlak. O yüzden yüzümü güldürecek kitapları okumak, dizileri, filmleri izlemek istiyorum. Başka türlüsü zor. Yüzümü güldüren kitap demişken de hemen bir tanesinden söz edeyim. Bana tebessüm ettiren, çocukları mutlaka güldürecektir.
Daha önce iki kitabı üzerine yazdığım yazıda “… değerli olmalarının nedeni dilindeki ince mizah. Komik bir kitap yazma derdine düşmeden eğlenceyi yerleştirmiş diline” diye yazmıştım. Tuba Aktaş Deli aynı çizgisini korumuş, Bilgi Yayınevi Çocuk Kitaplığı’ndan yayımlanan kitabı “Hayalet Kadri”de.
“Kadri Berk’in hayatı, mavi paçalı donuyla şehrin ortasında dolaşan, sosyal medyada gündem olan dedsi Kadri’nin hiç beklenmedik bir şekilde ‘hayalet’ olarak geri dönmesiyle alt üst olur. Ama onu asıl zorlayacak olan dedesi değil, sınıfın yüreği ağızlara getiren ismi Nezaket Yaren ve kötü şöhretli, gizemli kaktüsü Morenya’dır. Nezaket Yaren’in korkutucu üçlü atkuyruğu, Morenya’nın batmaya hazır dikenleri ve dedesinin hayaleti Kadri Berk’in hayatını büyük bir maceraya dönüştürür.” (arka kapaktan)
Tuba Aktaş Deli, “Hayalet Kadri”de günümüz çocuklarının dilini yakalamış. Konu, kurgu, dil ve anlatım böyle bir etki bıraktı üzerimde. Çağdaş çocuk edebiyatı böyle olmalı, dedirtircesine… #mavipaçalıdon ilk bölümün başlığı. Bu şekilde yazıldığını görüp de kitaba dalmayacak çocuk var mıdır ki? Sadece hashtag denilen başlık etiketi de değil dikkat çeken. Sözcük seçimi de… Fenomen, like, görüntüleme gibi günlük konuşma dillerinde kullandıkları birçok sözcük anlatıda yer alıyor. Sonuçta bu dili en etkin şekilde kullananlar onlar. Okurken de zorlanmayacak, kendilerini göreceklerdir kitapta.
“Hayalet Kadri”yi tek seferde yüzümde tebessümle okudum. Sanki uzun zamandır beklediğim bir hediye gibi geldi. Bugünün çocuklarının daha çok okumasını istiyorsak bu türden kitapların da çoğalması gerek. Berna Dörtpınar’ın çizimleri de kitaptaki mizahla bütünlük sağlamış.
Umuyorum ki Tuba Aktaş Deli, farklı deneylere kalkışmaz ve bu çizgide yazmaya, üretmeye devam eder. Fatih Erdoğan’dan bayrağı devralır. Bunun da takipçisi olacağım.
edebiyathaber.net (2 Haziran 2025)